21 Ekim 2013 Pazartesi
9 Ekim 2013 Çarşamba
ATAM' A... 2002 den kalma bir yazım..
Ağlıyor için için kan ağlıyor.
İçimiz kan ağlıyor senin için. Gittiğin o kara günden beri dinmiyor gözyaşları,
sevmiyor kalbimiz artık sensiz olmayı. Gittin çok erken gittin bize yaşamla
anlaşmayı öğretmeden bizde seni anlayamadan gittin çok uzaklara….
Mavi gözlerini hiç görmedim. Hiç
yelken açmadım gözlerinle okyanuslara. Sadece hayal edebildim seni beni ve
okyanusları.. Üzerime yağmurlar yağmaya başladığı zaman hiç kaçamadım, hiç
sığınamadım senin kucağına hep ıslandım, ürperdim, ağladım, kan ağladım. Etrafında
poyraz rüzgârları estiği zaman sen hiç onlara uymadın. Hep tatlı bir meltem
gibi sessiz, sakin ve kararlıydın. Poyraz gibi birden sinirlenip hemen sönmedin
darmaduman etmedin her yeri… Sen bana ağlamayı öğretmedin ama şimdi sadece
gözlerim değil içim de en kuytu köşelerimde kan ağlıyor. Sadece sen yoksun diye
değil, senin yokluğun da ben ne oldum ne oluyorum ve ne olacağım diye. Poyraz rüzgârlarına
yenik düşmüş bir kuru yaprak mı yoksa kökleri ile toprağın daha önce hiç
dokunulmamış yerlerine dokunan bir çınar ağacımı olacağım.
Senin yokluğunda birbirimizde
çatışır olduk. Senin yokluğunda senin arkandan konuşur olduk, seni hiç
görmediğimiz seninle hiç konuşmadığımız
halde.. Yaşamla anlaşmayı öğrenmeden yaşamla savaşmayı öğrendik. Adaletin
yerine suçlamayı, sevginin yerine kin ve nefreti, dostluğun yerine kavga etmeyi
öğrendik. Görüyor musun yokluğunda ne kadar değişmişiz nasıl uymuşuz
poyrazlara, kuru yapraklar gibi savrulmuşuz tutarsızca…
Sen siyahın içinde beyazı bulmayı
öğrettin, bizde maviden sarıdan yeşilden siyahı bulmayı öğrendik. Unutmadan biz
taklit etmeyi öğrendik, çalışmayı unuttuk. Batıyı kendi soframıza, tarlamıza
alın terimize işledik batıyı biz yaptık. Batı olduk doğuyu unuttuk. Güneşi hep
battığı yerden gördük doğuya hiç bakmadık. Doğmadık her sabah güneşle, her
akşam güneşle biraz daha battık. Ufuğa hiç dokunamadık rüyalarımızda bile… Tam
yaklaşmışken hep uyandık, hep uyandırıldık. Gün geçtikçe ufka, masmavi,
denizlere, limanlara hasret kaldık istemeden zorla…
Hadi aç artık o mavi gözlerini
izin ver senin gözlerinde kalmama, okyanuslara açılmama gözlerinle.. Ağlıyor
için için kan ağlıyor. İçim kan ağlıyor.. İçim kan ağlıyor…Ağlıyor içim kan…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)